“`html
Türkiye’de Puro Kültürü: Küba’nın Ötesinde Bir Yolculuk
Son yıllarda Türkiye’de puro markalarının tanınırlığı artmış olsa da, ülkemiz puro konusunda henüz başlangıç aşamasındadır. Türkiye’de çoğu insanın aklına gelen ilk puro markalarından biri Küba purolarıdır. Belki de bu, dünya genelindeki eğilimlerle paralellik gösteriyor; zira, çoğunlukla puro denilince Küba puroları ön plandadır.
Ancak hızla gelişen puro endüstrisi, Türkiye’yi de etkisi altına almaya başladı. Artık, “non-Cuba” diye adlandırılan Güney Amerika puroları da Türkiye pazarında dikkat çekiyor ve kendi lezzetlerini sunmaya başlıyor. Dolayısıyla, bu noktada Küba purolarının hakimiyetine dikkat çekmek gerek. Şimdi ise uluslararası puro markalarını incelemeye başlayalım; burada çok sayıda marka üzerinde yoğunlaştım ve bilgi topladım.
Aslında “çok sayıda” diyorum çünkü puro endüstrisinde sürekli olarak yeni markalar ortaya çıkıyor. Bu markalar, uzun bir araştırma sürecinin ardından piyasaya sürülmekte. Her yıl piyasaya çıkan “sınırlı sayıda” koleksiyonlar ve vintage purolar, bu bölümdeki güncel bilgileri takip etmeyi güçleştiriyor. Şu anda mevcut puroların kapsamlı bir listesini oluşturmayı deniyorum.
Her ne kadar tüm markalardaki puroları detaylı bir şekilde inceleyemesem de (örneğin, Macanudo’nun otuzdan fazla çeşidi var), yeni bir puro saran her torcedor ile birlikte bu liste asla tamamlanmış olmayacak. Ancak bu durum, yeni lezzetleri keşfetme heyecanını da beraberinde getiriyor.
Bu yazıyı kaleme almak ise oldukça zorlu oldu. Ülkemizdeki sınırlı kaynakları araştırmak ve dünya genelindeki verilere erişim sağlamak zaman alıcıydı.
Burada belirli bir puroyu göremediyseniz, bunun sebebi bilgi eksikliği veya yazıldığı sırada mevcut olmaması olabilir. Elimde bulabildiğim bilgiler, doğrudan üreticilerden veya kendi yaptığım araştırmalardan elde ettiğim verilere dayanmaktadır. Bu nedenle, bazı markalar diğerlerinden daha kapsamlı bir şekilde ele alınabilir.
Özellikle 1993-97 dönemindeki büyük puro patlaması sırasında ortaya çıkan butik markaların çoğu, kalıcı olarak kaybolmuş durumda. Bunun sebebi, birçok şirketin, tanıtım fırsatı bulamadan iflas etmesi. Ancak tütün piyasasında arz ve talep olduğu gibi, çağdaş ve popüler olan puroların bir çoğu artık aramızda değil. Ancak neyse ki, kalıcılığını kanıtlamış markalar halen mevcut. Purocular ve meraklıları ise sürekli olarak “Ne var ne yok?” sorusunu sormakta. Bu yüzden, bu listenin asla tam olarak bitmeyeceğinden emin olabilirsiniz; çünkü puro şirketleri her yıl bize yeni ürünler sunma konusunda oldukça isteklidirler.
İşte keyifle okuyabileceğiniz, HPH’nin güçlü yönlerini ve mevcut uluslararası puro markalarını içeren kapsamlı bir derleme. Bilgi sahibi oldukça, zevk aldığımız şeylere daha çok değer verebileceğimizin samimi inancıyla bir araya getirdim.
Uluslararası Puro Markaları
- A. J. Fernandez (Nikaragua): A. J. Fernandez, ailesinden miras kalan Küba teknikleriyle, orta ve dolgun gövdeli purolardan oluşan lezzetli bir koleksiyon yarattı.
- A. Flores (Dominik Cumhuriyeti): Abe Flores, birçok marka için purolar üretiyor, kendi ismi altında da PDR markasıyla mükemmel purolara imza atıyor.
- Adipati (Cakarta): Endonezya’nın en popüler purosu, Sumatra ve Java tütünlerinden imal edilir.
- Agio (Hollanda): Avrupa’nın en çok satan markalarından biri olan Agio, geniş bir puro ve puro yelpazesi sunmaktadır.
- Al Capone (Almanya): Hafif ve hoş bir sigara olan Al Capone, içimi rahat bir puro seçeneğidir.
- Alec Bradley (Dominik Cumhuriyeti): Bu marka, Karayipler ve Orta Amerika’da birçok önemli puro markasıyla çalışmaktadır.
- Andujar (Dominik Cumhuriyeti): Oscar Rodriguez’in başarıyla ürettiği tam aromalı bir purodur.
- Arturo Fuente (Dominik Cumhuriyeti): Aile işletmesi olan bu marka, dünya çapında tanınmaktadır ve her biri özenle üretilen çok çeşitli purolara sahiptir.
- Cohiba (Küba): Başlangıçta sadece seçkin kişiler tarafından tüketilen Cohiba, şimdi dünya genelinde en çok bilinen purolardan biridir.
- Cohiba (Dominik Cumhuriyeti): Bu versiyon, Dominik ve Meksika tütünleri kullanarak üretilmiştir.
Tütün ürünleri sağlığa zarar vermektedir.
Yazar: Murat KÜÇÜKSU
“`